Toprak Çeşitleri...

Azonal, (Taşınmış topraklar) 
Akarsular, rüzgarlar ve buzullar gibi dış kuvvetlerin, çeşitli sahalardan aşındırarak taşıdıkları materyalleri biriktirmeleriyle oluşan topraklardır. Bunlardan, Akarsu biriktirmesiyle oluşanlara alüvyal topraklar. Buzul biriktirmesiyle oluşan topraklara moren topraklar,   Rüzgâr biriktirmesiyle oluşan topraklara da lös topraklar denilmektedir.   Toprakların, eğimli sahalarda, oluştuğu ana kaya üzerinden, akarsu, rüzgâr, buzullar ve diğer dış kuvvetlerin etkisiyle taşınarak, eğimin azaldığı yerlerde birikmesiyle oluşur. Alüvyon, lös, moren, kolüvyal, litosoller ve regoseller taşınmış topraklardır. Taşınmış topraklar, organik ve mineraller bakımından zengin topraklardır.    

Alüvyon:  Eğimli sahalardan akarsu ve sel sularının aşındırarak taşıdığı ince malzemelerin akarsuların eğiminin ve taşıma gücünün azaldığı alanlarda birikmesiyle meydana gelirler. Mineral bakımından zengin topraklardır. Geniş tabanlı vadilerde, deltalarda ve ova tabanlarında yaygın olarak bulunurlar. Tarımsal değeri büyüktür. Yurdumuzun en verimli tarım alanları alüvyonların bulunduğu alanlardır. Devamlı olarak taşkın ve millenmeye uğrayan delta sahlarında ve taşkın ovarlarımızda bu topraklara sıkça rastlanır. Buralar Çukurova, Asi, Göksu, Köyceğiz, Büyük ve Küçük Menderes, Gediz, Bakırçay, Sakarya, Bafra, Çarşamba, delta ovaları ile Konya ovasının kenarları Muş, Erzurum, Erba ve Niksar ovalarının merkezi kesimlerinde. Alüvyal topraklar akarsular tarafından taşındıkları için ince ve mil boyutundadır. Bu topraklar dikey yönde çok fazla değişiklik gösterirken yatay yönde pek değişiklik göstermezler.
  
Lös:   Rüzgârların taşıdıkları kurak ve yarı kurak bölgelerde bulunan topraklardır.
                                                   
Moren:   Buzulların taşıdığı topraklardır. Yüksek dağlık alanlarda ve kutup bölgelerinde bulunan topraklardır. En az bulunan toprak çeşididir. 
                                     
Kolüvyal Topraklar:  Dağlık alanlarda ayrışan materyalin dağ eteklerinde birikmelerine bağlı olarak oluşan topraklardır. Dağların eteklerinde ve yamaçlarında taşınan toprakların birikmesiyle oluşurlar. Bu topraklar iri taneli bir görünüme sahiptir. Bu topraklar bağ bahçe tarımına uygundur. Üzerlerinde ormanlar yetişebilir.     

Litosol:   Kolüvyal alanlarda ince malzemelerin taşınmasıyla geriye kalan taşlı topraklardır.  Dağlık alanların eğimli yamaçlarında aşınmanın sürekli devam etmesi nedeniyle ana materyalin çözünmesinden oluşmuş topraklardır.    Bu topraklar her dağlık alanın eğimli yamaçlarında oluşamaz ancak anakayanın kalker mermer gibi taşarlın olması gerekir. Bu topraklar tarım için elverişli değildir ve üzerlerinde bitki örtüsü yoktur. Ülkemizde bu topraklara Akdeniz bölgesinde Taşeli platosunda Boz dağlarda Bitlis dağlarında İç ve Doğu Anadolu’daki volkanik konilerde rastlanır.  

Regosol:  Volkanik arazilerde kolüvyal depolar üzerinde oluşan kumlu topraklardır.   Kumlu depolar üzerinde bulunan topraklardır. Çoğunluğu kum boyutunda olan asitik karakter gösteren volkanik arazilerde oluşmuşlardır.    İç ve Doğu Anadolu bölgesindeki volkanik arazilarde bu topraklara rastlanır. Bu topraklar kumlu oldukarı için bünyelerinde su barındıramazlar suyu hemen alt tabakaya geçirirler. Bu sebepten dolayı toprakta humuslaşma meydana gelemez ve bununda sonucu olarak toprak verimsizdir. Bu toprakların kumlu olması yumrulu bitkilerin yetişmesi için elverişlidir.  

Zonal (Yerli topraklar)   Kayaların, bulundukları yerlerde çözülmeleriyle oluşan topraklardır.   a. Nemli Bölge Toprakları   • Tundra Toprakları  Kutuplara yakın, soğuk tundra ikliminin görüldüğü bölgelerin topraklarıdır. Şiddetli ve uzun süren kış şartlarından dolayı toprak yılın büyük bir bölümünde donmuş haldedir. Yaz aylarında sadece yüzeyde ince bir tabaka halinde çözülme görülür. Geniş bataklıklar oluşur. Bu özellikteki iklim şartlarından dolayı kimyasal ayrışma olamamakta, toprağı oluşturan çoğu malzeme fiziksel parçalanma ürünü halindedir.                      

Buralardaki cılız ve kısa boylu sürüngen ot, çalı ve yosunlara tundra adı verilir. Bitki örtüsü çok cılız olduğundan humus tabakası fazla değildir. Var olan organik maddeler de sıcaklık yeteli olmadığından toprağa ayrışıp karışmaz ve ham humus şeklinde kalır. Bu nedenle tundra toprakları verimsiz topraklardır ve üzerinde tarım yapmaya elverişli değildir.  Türkiye’de bu tür topraklar görülmez. 

Podzol Topraklar;  Tayga adı verilen iğne yapraklı orman örtüsü altında oluşan, soğuk ve nemli iklim bölgelerinde özellikle de yağışın yıla dağıldığı alanlarda oluşan topraklarıdır. Rusça bir kavram olup, altı kül renginde olan topraklar anlamındadır.  Toprağın aşırı yıkanması nedeniyle organik maddelerin çoğu taşınmıştır. Aşırı yıkanma nedeniyle üst kısımlarının rengi soluklaşmıştır ve renkleri açıktır. A katmanından yıkanan oksitçe zengin maddelerin birikmesi ve çimentolaşma ile B katmanında sert tabaka oluşumu meydana gelmektedir.
Topraktaki aşırı yıkanmadan dolayı topraktaki besin maddeleri uzaklaşmıştır. Bunun sonucunda verimsizleşmiştir.(Toprak kalsiyum, magnezyum, Potasyum, fosfor yönünden fakirdir.) Bu tür topraklar gübre ve ilaç vermek suretiyle tarım yapılabilir hale gelebilmektedir. Ancak yıkanma fazla olduğu için bu işin sürekli yapılması gerekir.   Bu tip topraklar Sibirya, Kuzey Avrupa ve Kanada’da yaygındır. Türkiye’de, Yıldız Dağlarının  kuzey yüksek yamaçları ile Kuzey Anadolu Dağlarında,  Batı Karadeniz Bölümü’nde kahverengi ve kırmızımsı sarı podzolik topraklar yaygındır. Ayrıca Artvin Şavşat ve  Karagöl çevrelerinde yaygın olarak bulunurlar.     • Kahverengi Orman Toprakları  Nemli orta kuşağın, geniş (yayvan) yapraklı ormanlarla kaplı bölgelerinde görülür. Humus bakımından zengin oldukları için verimlidirler.   Türkiye’de, bu tür topraklar, Karadeniz Bölgesi’nde yaygın olmakla birlikte, İç Anadolu’nun 1000 - 1200 m’den yüksek alanlarında da yer yer görülür. İç Anadolu’da, daha çok Kuzey Anadolu Dağları’nın güneye bakan yamaçlarında yaygındır.    Yine, Trakya’nın kuzeyinde Yıldız Dağları’nda, İçbatı Anadolu’da, Güneydoğu Toroslar üzerinde de kahverengi orman topraklarına rastlanır.   

Kırmızı Topraklar (Terra - rossa)  Nemli Subtropikal iklim bölgesi ile Akdeniz iklim bölgelerinde, kızılçam, maki ve garig örtüsü altında gelişen topraklardır.   Bu tür topraklar genellikle kalkerli araziler üzerinde görülen topraklardır. Eğimli karstik sahalarda toprak yüzeyde değil kayaların arasındaki yarık ve çatlaklarda oluşmuştur.   

Topraktaki demir oksit fazla olmasından dolayı iyi oksitlenmekte ve toprak kızıl renge sahip olmaktadır.  Bu topraklar bol miktarda kil içerirler. Çünkü kayaların bünyesindeki karbonatlı bileşikler eritilerek götürülür ve geriye killi maddeler kalır. Derin çatlaklarda toprak içinde kaya parçaları bulunur.    Bu topraklar Avrupa kıtasının güneyinde Akdeniz kıyısı ülkelerde yaygın olarak bulunurlar. Türkiye’de, Akdeniz Bölgesi ile Kıyı Ege ve Güney Marmara’da yaygın olarak görülür.    

Laterit Topraklar  Nemli tropikal ve ekvatoral bölgelerde Dönenceler arasında yer alan, sıcak ve nemli iklim bölgelerinin karakteristik toprak tipidir.

Bu toprakların Seçici özellikleri:  1- Sıcaklık ve yağış fazla olduğu için ayrışma ve çözülme fazla olmaktadır. Bu nedenle toprak derinliği (kalınlığı) oldukça fazladır.  2- Yağışın bol olması ve topraktaki yıkanmadan dolayı silisli maddeler topraktan uzaklaşmakta ve toprakta Demir oksit ve alüminyum birikimi çok olduğundan renkleri kızıla yakındır.( Rengi kiremit kırmızısıdır)  3-Sıcaklığın fazla olmasından dolayı toprakta ve bakteri veya mikroorganizma faaliyetleri ve ayrışma çok fazladır. Topraktaki organik maddeler, mikroorganizmalar tarafından parçalandığı ve yıkanma ile taşındığı için toprak yüzeyinde humus yoktur. Buna bağlı olarak verimli ve tarıma uygun topraklar değildir.  4- Bu toprakların bulunduğu bölgelerde toprak altına demir ve alüminyum oksitleri yumrular veya tuğla blokları şeklinde sıkışıp birikmekte ve bunlar bitki köklerinin toprağa ilerlemesine engel olmaktadır. ( Had Pan) Endonezya’da yüzeye çıkan bu bloklar kuruyunca inşaatlarda tuğla olarak kullanılmaktadır. ( Buna laterit İsmi buradan verilir) Türkiye’de tam olarak laterit özelliği taşıyan toprak görülmez. Ancak, Doğu Karadeniz Bölümü’nde, laterit türü (lateritleşmiş) topraklara rastlanabilmektedir.  b. Kurak Bölge Toprakları   • Çernezyomlar  Çernezyomlar, Orta Kuşağın yarı nemli alanlarında uzun boylu çayırlar altında oluşan topraklardır. Bu topraklara Kara topraklar adı da verilir.    Bu topraklar zengin çayır bitkileri altında oluşmuş ve organik maddece zengindir. Sıcaklık fazla olmadığı için organik maddeler yavaş yavaş ayrışıp parçalanmaktadır. Fazla yıkanmadıkları için mineral ve kireç bakımından zengindir. Toprağın üst kısmında bitki artıklarının oluşturduğu, kalın bir humus tabakası vardır. Renkleri bu yüzden koyudur. ( Kara toprak)   Organik madde yönünden zengin olan bu topraklar Dünya’nın en verimli tarım toprakları arasındadır. Üzerinde yoğun olarak tarım yapılır. Özellilikle tahıl tarımında önemli yerleri olup, bu topraklara” dünyanın ekmek torbaları” adı verilir.    Dünyada en yaygın olarak Rusya’nın güneyi, A.B.D., Kanada, Ukrayna,Arjantin,Mançurya, Avustralya bu toprakların yaygın olduğu alanlardır.   Ülkemizde uzun boylu çayırların geniş yer tuttuğu Kuzeydoğu Anadolu’da yaygın olarak bulunurlar. En yaygın olarak, Erzurum - Kars Plâtosu’nda oluşmuştur. Ayrıca, İç Anadolu Bölgesi’nin kuzey kesiminde de yer yer bu tür topraklar görülmektedir.   • Kestane veya Kahve Renkli Step Toprakları  Az yağış alan step iklimlerinde görülen topraklardır. Üzerindeki bitki örtüsü seyrek olduğu için, humus oranı azdır. Bu yüzden verimleri düşüktür.    Türkiye’de, Doğu Anadolu, İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu plâtoları ile İçbatı Anadolu’da yaygındır.   • Çöl TopraklarıÇöl iklim bölgelerinde görülür. Çok az yağış alıp, fazla yıkanmadıkları için, kireç ve tuz oranı oldukça fazladır. Humus, hemen hemen hiç yoktur. Bu topraklarda tarım yapılamaz.     Türkiye’de, bu tür topraklar görülmemekle birlikte, Tuz Gölü çevresinde çölleşmiş topraklara rastlanır.

İntrazonal (Ana kayanın etkili olduğu topraklar)   Bu toprakların oluşumunda özellikle yer şekilleri ve ana materyal etkili olmaktadır. Bu topraklarda çoğunlukla sadece A ve C horizonları bulunmaktadır.   Halomorfik Topraklar:  Kurak ve yarı kurak bölgelerde kayaların çözülmesinden oluşan tuzlu malzemeler akarsular tarafından havzaların tabanlarına taşınarak biriktirilmektedir. Bu bölgelerde yağışlar az buharlaşma fazla olup, yağışların üzerinde bulunmaktadır.    Bu özelliğe sahip kurak ve yarı kurak bölgelerde havzaların tabanlarında sularda eriyik halde bulunan çeşitli tuzların ve karbonatların suların buharlaşması ile toprağın yüzeyinde çökelmesi veya belli derinliklerde kalması ile oluşurlar. Çökelen tuzlar ince bir tabaka veya film halinde toprağın yüzeyini kaplamaktadır.   
Bunlarda ikiye ayrılır.   
A-Tuzlu topraklar ( Solançak): Toprak yüzeyi üzerinde tuzlardan oluşan beyaz bir kabuk görülür. Bu toprağın derinliklerinde de devam edebilir. 
B-Tuzlu – sodik (alkali) topraklar: Bunlar yüksek miktarda eriyebilir tuz içerir. Kurak ve yarı kurak bölgelerde drenajın iyi olmadı alanlarda bulunur. Yüksek miktarda sodyum bulunması ile diğer topraklardan ayrılır.    

Ayrıca bazı alanlarda insanlar tarımda aşırı sulama ile kurak ve yarı kurak bölgelerde toprağın tuzlaşıp çoraklaşmasına neden olabilmektedir. Aşırı sulama taban suyunu yükseltmekte ve yıkanma ile tabana taşınan tuzlar bu sayede yüzeye çıkmakta ve su buharlaşınca yüzeyi kaplayarak çoraklaşmaya neden olmaktadır.  

Aşırı sulama ile çoraklaşan arazilerde drenaj kanalları açılarak “ akaçlama “ çalışmaları yapılmalıdır.   Hidromorfik Topraklar:  Bataklık, sazlık gibi drenajı iyi olmayan yani sürekli suların biriktiği sahalarda toprak sürekli sular altında kalmakta oksijensizlik altında bataklık bitkilerinin oluşturduğu organik maddeler kolay ayrışamamakta ve organik madde birikimi olmaktadır.  Bu topraklar sürekli taşkın altında kalan ovalarda, tektonik çukurlardaki taban suyu yüksek sahalarda veya da dağların yüksekliklerinde bulunan yerel çukur sahalarda bulunmaktadır.  

Kalsimorfik topraklar:  Bu tür topraklar kireç bakımından zengin ana kayalar üzerinde oluşmaktadır. Yumuşak kireç taşı ve killi kireçtaşı depoları üzerinde oluşurlar. Genellikle A horizonunda ibaret olan bu topraklarda organik madde toprağa karışarak koyu renk sağlamaktadır. Bu topraklarda nispeten tarım yapılabilmektedir.   

1- Vertisoller: Eski göl depolarındaki killi kireçli depolar üzerinde oluşan topraklardır. Bu topraklar killi olduğu için kurak mevsimde çatlar ve yarılır, derinliği bir metreyi bulan yarıklar oluşur. Bu yarıklardan aşağı doğru sürekli toprak enkazı dökülür. Dökülen bu enkaz yağışlı mevsimde kilin suyu alıp şişmesi ile aşağıdan yukarı doğru itilir. Adeta aşağı giden toprak tekrar yukarı döner. Bundan dolayı bu topraklara “dönen toprak “ anlamına gelen vertisol ismi verilmiştir. Topraktaki büzülme ve şişme olaylarının tekrarından dolayı oluşan mikro topografyaya   “ Gilgai” ismi verilmektedir. 
  
2- Rendzina: Bu topraklar genellikle yumuşak kireç taşları üzerinde oluşur. Toprak koyu renkli olup, alt tarafında kireç birikimi mevcuttur. Kireç taşlarının parçalanmasından dolayı toprak içinde bol miktarda çakıl bulunur. Bunlar genel olarak A, C horizonludur. A horizonu koyu gri ve siyah renktedir. A horizonundan kireç tamamen yıkanmamıştır ve organik maddece zengindir. Bunların doğal bitkileri çernezyomlar da olduğu gibi otlardır.
© Yayınlanan haber ve fotoğrafların tüm hakları SUCUDO Ltd firmasına aittir. © Sitede yayınlanan yazıların hiçbiri telif hak sahibinin izini alınmadan yayınlanamaz. Designed & SEO by Levent Özen | Copyright © Bulmaca Cevap | 2011-2024