Hz. Muhammed' i övdüğü "Bürde" adlı kasidesiyle tanınan ve XIII. yüzyılda yaşayan Arap şair. ...

Busiri (Abu Abdallah Muhammad ibn Said ul-Busiri Ash Shadhili) (1211–1294 İskenderiye).  

1 şevval 608/7 Mart 1212'de Yukarı Mısır' daki Behnesa şehrine bağlı Behsim' de doğan Muhammed el-Busiri, Berberi asıllı olup Fas' taki Hammad Kalesi' nde Habnunoğulları diye tanınan bir aileden gelmektedir. Baba tarafından Busirli olduğu için Busiri, annesi tarafından Delaslı olduğu için de Delasi nisbesiyle anılmaktadır. Şairin, bazen bu iki kelimeyi birleştirerek Delasiri nisbesini kullandığı da görülür. Çocukluk yılları, ailesiyle birlikte yerleştiği Delas' ta geçmişti. Daha sonra Kahire' ye giderek burada islami ilimlerin yanı sıra dil ve edebiyat tahsil etti. Özellikle hadis ve siyer ilimleriyle daha çok meşgul olduğu, ayrıca Yahudi ve Hıristiyanlığa karsı yazmış olduğu reddiyelerden onun Tevrat ve İncil hakkında geniş malumata sahip bulunduğu anlaşılmaktadır. Bir süre Bilbis şehrinde maliyede katip olarak çalıştıktan sonra Kahire' ye dönmüş ve Kur'an dershanesinde eğitim ve öğretim faaliyetinde bulunmuştur. Daha sonra el-Mahalle ve Seha şehirlerinde katip olarak çalışırken mesai arkadaşları olan Hıristiyan memurların yaptıkları yolsuzluklardan fazlasıyla rahatsızlık duyarak bunları şiirlerinde dile getirmiştir.

Kısa boylu ve zayıf bir bünyeye sahip olan Busiri' nin başlıca huzursuzluk kaynağı, hanımının hırçınlığı ile çocuklarının çokluğu ve geçim sıkıntısı olmuştur. Sazeli tarikatının kurucusu Ebül-Hasan es-sazeli' ye intisap eden şair, onun ölümü üzerine yerine geçen Ebül Abbas el-Mürsi' ye hitaben yazdığı 142 beyitlik "dal" redifli mersiyede şeyhinin fazilet ve meziyetlerinden sitayişle söz eder. Öyle anlaşılıyor ki ünlü mutasavvıf ibn Ataullah el-iskenderi ile Busiri, şeyh sazeli' nin en önde gelen iki mürididir. Ancak ibn Ataullah ilahi aşk temasını işlerken, Busiri daha çok peygamber sevgisini terennüm etmiştir.

Hayatının sonlarına doğru felç olan Busiri, rivayete göre Hz. Peygamber için yazdığı bir kaside sayesinde bu hastalıktan kurtulmuş ve uzun bir ömürden sonra seksen küsur yaşlarında İskenderiye' de vefat etmiştir (1296).

Busiri' nin kaleme aldığı eserlerin tamamına yakını manzum olup çoğu Hz. Peygamber hakkında yazılan kasidelerden ibarettir. Şiiri, yapı ve üslup bakımından son derece sağlam ve liriktir. Bu yüzden asırlar boyu onun naat ve kasideleri İslam coğrafyasının her bölgesinde büyük ilgi görmüş, dini toplantılarda en çok okunan şiirler arasında yer almıştır. Klasik kaynaklarda dağınık bir şekilde bulunan on iki kasideden ibaret olan şiirleri bir araya getirilerek Divanül-Busiri adıyla yayımlanmıştır.
İslami edebiyat alanında dünya çapında en meşhur eseri Kasidetül-bürde diye bilinen 160 beyitlik kasidesidir. Coşkun bir peygamber aşığı olan Busiri' yi şöhretin zirvesine taşıyan bu kasideye kendisi el-Kevakibüd-dürriyye fî medhi hayril-beriyye adını verdiği halde, yukarıdaki isimle tanınması gördüğü bir rüyadan kaynaklanmaktadır. Şöyle ki hayatının sonlarına doğru felç hastalığına yakalandığı bir sırada, rivayete göre rüyasında Hz. Peygamber Busiri' den kendisi için yazdığı kasideyi okumasını ister; O "ya ResulAllah! Ben sizin için çok kasideler yazdım, hangisini emredersiniz?" deyince, Hz. Peygamber kasidenin matla' beytini okuyarak bu kasideyi işaret eder. Busiri kasidesini okurken Hz. Peygamber iki yana doğru sallanarak zevkle dinler. Yine rivayete göre Busiriyi' yi ödüllendirmek üzere hırkasını çıkarıp yatmakta olan hasta şairin üzerine örter; bir diğer rivayette ise vücudunun felçli kısmını eliyle sıvazlar. Şair heyecanla uykudan uyanır, gördüğü rüyanın zevkiyle toparlanmaya çalışırken felçten bir eser kalmadığını fark ederek sevincinden ne yapacağını şaşırır.

Dünyada en meşhur ve en çok okunan kasideler arasında yer alan bu eser, belli başlı bütün kültür dillerine tercüme edildiği gibi, Afrika, Güneydoğu Asya ve Balkanlar' daki mahalli dillere de çevrilmiştir. Çeşitli bölge ve ülkelerde genellikle sünnet, nişan ve düğün merasimlerinde, mübarek gün ve gecelerde, ayrıca haftalık evrad olarak okunmakta, son münacat kısmı ise felçli hastalar üzerine yedi gün süreyle okunup Allah' tan şifa niyaz edilmektedir.
© Yayınlanan haber ve fotoğrafların tüm hakları SUCUDO Ltd firmasına aittir. © Sitede yayınlanan yazıların hiçbiri telif hak sahibinin izini alınmadan yayınlanamaz. Designed & SEO by Levent Özen | Copyright © Bulmaca Cevap | 2011-2024