Karavida,
Tatlı su ıstakozu,
Astacus leptodactylus (göl ıstakozu), Astacus astacus (nehir ıstakozu, has ıstakoz).
Kerevitler iç sularda ekonomik değeri yüksek olan eklembacaklı su canlılarındandır. Anadolunun birçok göl, baraj gölleri ve akarsularında doğal olarak bulunan bu ürün 1968 yılından beri artan ihracat imkanlarıyla balıkçılarımız için 1990 lı yıllara kadar iyi bir gelir kaynağı olmuştur.
Birçok ülkede kerevitin sevilerek tüketilmesi ve her geçen gün ekonomik değerinin artması bu ürünün kültür koşullarında üretimini hızlandırmıştır. Üretilen yavrularla yeni kerevit kaynaklarının oluşturulmasına ve populasyon dengesi bozulmuş göllerin kerevitlendirilmesine yönelik geniş ve ayrıntılı uygulamalara girişilmiştir. Dünyada geniş coğrafi bir dağılım gösteren kerevitin Türkiye'de sadece tek türü Astacus leptodactylus bulunmaktadır. Yurdumuz iç sular balıkçılığında önemli bir yeri olan A. lepdodactylus'nn et kalitesinin düşük ve az oluşu nedeniyle kültür şartlarına uygun bir tür olmadığı belirtilmektedir.
Kerevitlerde dış iskelet (kabuk) bir destek organı olup, dış etkenlere karşı vücudu koruyucu bir zırh olarak görev yapar. Kitin ve kireç karışımından oluşan bu sert tabaka vücudu tamamen örtmektedir. Zırhın eklem bölgesinde ince vücudun diğer kısımlarında ise kalınlaştığı görülür. Kabuk dört tabakadan oluşmuştur. Kabuğun kimyasal analizinde % 46 kitin, % 40 kalsiyum karbonat ve % 7 kalsiyum fosfat bulunmuştur.
Kerevitin iskeletini teşkil eden bu kabuk, sertleşince büyüme durur. Büyüme kabuğun düşmesiyle mümkün olmaktadır. Eski kabuğun tümüyle düşmesi sonunda bu kabuğun altında daha önceden gelişmiş olan yumuşak yeni bir kabuk çıkar. Bu olaya "kabuk değiştirme" denir. İşte bu yeni çıkan kabuk büyüdükçe kerevit de büyür. Kerevitlerin büyüme ve gelişmeleri yaşadıkları suların yapısına, iklim koşullarına ve besin kaynağına bağlı olarak değişir.
Kerevitin iskeletini teşkil eden bu kabuk, sertleşince büyüme durur. Büyüme kabuğun düşmesiyle mümkün olmaktadır. Eski kabuğun tümüyle düşmesi sonunda bu kabuğun altında daha önceden gelişmiş olan yumuşak yeni bir kabuk çıkar. Bu olaya "kabuk değiştirme" denir. İşte bu yeni çıkan kabuk büyüdükçe kerevit de büyür. Kerevitlerin büyüme ve gelişmeleri yaşadıkları suların yapısına, iklim koşullarına ve besin kaynağına bağlı olarak değişir.
Kerevitler gece ve akşam üstü avlanırlar. Genellikle besinlerini güneş battıktan sonra aramaya çıkarlar ve en fazla bu saatlerde temin ederler. Kerevitler çoğunlukla canlı yiyecekleri tercih ederler.
Besin maddeleri bakımından fakir olan sularda kerevitlerin geç kabuk değiştirdikleri ve cılız kaldıkları görülür.
Kerevitler ilk yılda 8 defa kabuk değiştirerek 5 cm. uzunluğa, ikinci yılda 5 defa kabuk değiştirerek 8 cm. uzunluğa erişirler. Üçüncü yılda 10-12 cm. uzunluğa ve 150-250 gr. ağırlığa erişebilmektedirler. Kerevitler çevre koşullarına bağlı olmak üzere genellikle 5 yaşında olgunlaşırlar. 20 yıl içinde 20-25 cm. uzunluğa erişebilirler. Göl Istakozlarının üçüncü yılın sonunda 8-9.5 cm. uzunlukta iken cinsi olgunluğa eriştikleri tespit edilmiştir.
Besin maddeleri bakımından fakir olan sularda kerevitlerin geç kabuk değiştirdikleri ve cılız kaldıkları görülür.
Kerevitler ilk yılda 8 defa kabuk değiştirerek 5 cm. uzunluğa, ikinci yılda 5 defa kabuk değiştirerek 8 cm. uzunluğa erişirler. Üçüncü yılda 10-12 cm. uzunluğa ve 150-250 gr. ağırlığa erişebilmektedirler. Kerevitler çevre koşullarına bağlı olmak üzere genellikle 5 yaşında olgunlaşırlar. 20 yıl içinde 20-25 cm. uzunluğa erişebilirler. Göl Istakozlarının üçüncü yılın sonunda 8-9.5 cm. uzunlukta iken cinsi olgunluğa eriştikleri tespit edilmiştir.
Kerevitlerin cinsiyet organları midenin hemen altında bulunur. Yonca yaprağı şeklinde olan ovaryum iki kanalcıkla ikinci çift yürüme ayakları arasında yer alan toplu iğne büyüklüğündeki cinsiyet deliklerine açılmaktadır. Sonbahara doğru yumurtlama mevsiminde ovaryum şişer ve kahverengiden koyu maviye kadar değişen renkte yumurtalar verir. Yumurtalar cam mavisini andıran yapışkan bir madde içinde muhafaza edilir.
Su sıcaklığı önemli olmakla beraber kerevit, sudaki değişik fiziksel ve kimyasal koşullara karşı nisbeten dayanıklıdır. Suyun sertliği ile sıcaklığı yetiştirici için önemlidir. Kırmızı kerevit için 21-29°C su sıcaklığı uygundur. Bununla beraber su sıcaklığı 13°C' nin üzerinde çamura yuva açan ve hareketsiz bir durumda ısının düşmesini bekler. Beyaz kerevit ise 27°C' de yuva açar ve çamura gömülür.
Kerevitler 5.8-8.2 pH dereceleri arasında yaşamlarını rahatça sürdürebilir. Asitli sularda yaşayan kerevitlerde kabuk ince olur. Yumuşak su kabuk incelmesine, gelişmenin gerilemesine ve yaşam düzeyinin azalmasına neden olur. Bu nedenlerle kerevit yetiştiriciliği yapılacak suların sertliği en az 50 ppm olmalıdır. 200 ppm sertlikteki sular iyi bir ortam olarak kabul edilmektedir.
Tuzluluk açısından yapılan deneme sonuçlarına göre kerevitlerin % 0.6 ile % 0.1 tuzlu sularda döl verdikleri ve oldukça iyi gelişme gösterdikleri saptanmıştır.
Doğal koşullara karşı kolay uyum sağlayan kerevitler sentetik kimyasal maddelere ve tarım ilaçlarına karşı çok hassastırlar. Tarım arazisi yakınında kurulacak kerevit işletmelerinin tarım arazisinden gelecek sularla beslenmemesine dikkat etmek gerekir.
Tuzluluk açısından yapılan deneme sonuçlarına göre kerevitlerin % 0.6 ile % 0.1 tuzlu sularda döl verdikleri ve oldukça iyi gelişme gösterdikleri saptanmıştır.
Doğal koşullara karşı kolay uyum sağlayan kerevitler sentetik kimyasal maddelere ve tarım ilaçlarına karşı çok hassastırlar. Tarım arazisi yakınında kurulacak kerevit işletmelerinin tarım arazisinden gelecek sularla beslenmemesine dikkat etmek gerekir.