Tikal,
Guatemala'daki yağmur ormanları içinde Peten ilinin kuzeybatısında bulunan, en büyük Maya kenti ve tören merkezidir. Güney düzlüklerindeki öteki Maya merkezleri gibi Tikal da orta oluşum döneminde (M.Ö. 900-300) küçük bir köydü. Geç oluşum döneminde (M.Ö. 300-M.S. 100) büyük piramit ve tapınakların yapılmasıyla önemli bir tören merkezi haline geldi. Klasik dönemde büyük saraylar, piramitler, alanlar yapıldı. Maya hiyeroglif yazısı ve karmaşık takvim sistemi ortaya çıktı, anıtsal heykeller ve vazo resimleriyle üstün bir Maya sanatı gelişti.
Tikal’ in Chichen Itza, Copan, Uxmal gibi diğer Maya kentlerinden ayrılmasını sağlayan en önemli özellik orman içinde olması. Vietnam’da Angkor Thom’da olduğu gibi orman içinde ve ormanın insafına bırakılmış bir kent Tikal. Tikal’de tapınakların çoğu açığa çıksa, meydanlar temizlense de, bir yerden diğerine giderken orman içinden geçmek zorundasınız. Etrafta yüksek ağaçların dalları arasında akrobasi yapan Howler (uluyan) Maymunlar, rengârenk papağanlar ve tavus kuşlarına rastlayıp, biraz da benim gibi şanslı iseniz, ulusal kuşları olan Toucan (tukan) kuşuna rastlayıp fotolayabilirsiniz.Sabahın erken saatleri veya geç saatlere doğru el ayak çekilmişken burada olursanız ormanın gerçek sahiplerinin günlük yaşamlarına şahitlik etmeniz daha olasılıklı.
MS 250’li yıllarda Tikal bugünkü şeklini almıştı ve önemli bir dini, siyasi ve ekonomik şehir olmuştu. MS 230 yılında tahtı ele geçiren Kral Yax Moch Xac yönetimi ele geçiriyor ve sonrasında da krallık sülalesi tarafından yönetiliyor. Tikal 1979 yılından beri de UNESCO tarafından dünya kültür mirası listesi içinde yer alıyor.
Tikal Antik Kentine yüksek yüksek Ceiba ağaçları ve sakız (Chico Zapote-Sapodilla) ağaçları arasından geçip giriyorsunuz.
Guatemala'daki yağmur ormanları içinde Peten ilinin kuzeybatısında bulunan, en büyük Maya kenti ve tören merkezidir. Güney düzlüklerindeki öteki Maya merkezleri gibi Tikal da orta oluşum döneminde (M.Ö. 900-300) küçük bir köydü. Geç oluşum döneminde (M.Ö. 300-M.S. 100) büyük piramit ve tapınakların yapılmasıyla önemli bir tören merkezi haline geldi. Klasik dönemde büyük saraylar, piramitler, alanlar yapıldı. Maya hiyeroglif yazısı ve karmaşık takvim sistemi ortaya çıktı, anıtsal heykeller ve vazo resimleriyle üstün bir Maya sanatı gelişti.
Tikal’ in Chichen Itza, Copan, Uxmal gibi diğer Maya kentlerinden ayrılmasını sağlayan en önemli özellik orman içinde olması. Vietnam’da Angkor Thom’da olduğu gibi orman içinde ve ormanın insafına bırakılmış bir kent Tikal. Tikal’de tapınakların çoğu açığa çıksa, meydanlar temizlense de, bir yerden diğerine giderken orman içinden geçmek zorundasınız. Etrafta yüksek ağaçların dalları arasında akrobasi yapan Howler (uluyan) Maymunlar, rengârenk papağanlar ve tavus kuşlarına rastlayıp, biraz da benim gibi şanslı iseniz, ulusal kuşları olan Toucan (tukan) kuşuna rastlayıp fotolayabilirsiniz.Sabahın erken saatleri veya geç saatlere doğru el ayak çekilmişken burada olursanız ormanın gerçek sahiplerinin günlük yaşamlarına şahitlik etmeniz daha olasılıklı.
MS 250’li yıllarda Tikal bugünkü şeklini almıştı ve önemli bir dini, siyasi ve ekonomik şehir olmuştu. MS 230 yılında tahtı ele geçiren Kral Yax Moch Xac yönetimi ele geçiriyor ve sonrasında da krallık sülalesi tarafından yönetiliyor. Tikal 1979 yılından beri de UNESCO tarafından dünya kültür mirası listesi içinde yer alıyor.
Tikal Antik Kentine yüksek yüksek Ceiba ağaçları ve sakız (Chico Zapote-Sapodilla) ağaçları arasından geçip giriyorsunuz.
