İzmir Büyükşehir Belediyesi, kentin deprem direncinin artırılmasına yönelik hayati bir adım olarak Bornova ilçesinin zemin yapısını detaylı bir şekilde ortaya koyan mikrobölgeleme çalışmalarında önemli bir aşamaya geldi. İlçede 7 bin 12 hektarlık geniş bir alan, titizlikle 1543 küçük parsele (karelaj) bölünerek incelendi. Uzman ekipler, bu kapsamlı çalışma sürecinde tam 44 bin 250 metre derinliğinde sondaj yaparak zemin numuneleri topladı. Toplanan numunelerin 30 bini ise laboratuvar ortamında detaylı analizlere tabi tutuldu. Heyelan riskinden aktif fay hatlarının dinamik yapısına kadar çok yönlü bir yaklaşımla yürütülen bu bilimsel çalışmaların tamamlanmasıyla birlikte, İzmir’in gelecekte nasıl ve hangi yöne doğru büyüyeceği, hangi bölgelerin riskli olduğu ve bu riskli bölgelerde yapılması gereken mühendislik çalışmaları netlik kazanacak. Bu değerli veriler, kentin sürdürülebilir ve güvenli bir şekilde gelişimi için kritik bir yol haritası sunacak.
Deprem Dirençli Kent Vizyonu: Bornova Mikrobölgeleme Çalışmaları Tamamlanıyor
İzmir Büyükşehir Belediyesi Afet İşleri Dairesi Başkanlığı’nın öncülüğünde yürütülen ve kentin olası depremlere karşı dayanıklılığını artırmayı hedefleyen çalışmalar aralıksız devam ediyor. Bu kapsamda, risk azaltma projeleri çerçevesinde hem karada hem de denizde bulunan aktif fay hatları detaylı bir şekilde inceleniyor, mevcut yapıların deprem anındaki olası davranışları bilimsel yöntemlerle araştırılıyor. 2020 İzmir depreminde en çok etkilenen ilçelerden biri olan Bornova’da başlatılan mikrobölgeleme çalışmaları ise bu önemli sürecin kritik bir parçasını oluşturuyor. Bu çalışmalar sayesinde, Bornova’nın karmaşık zemin yapısı tüm detaylarıyla ortaya çıkarılarak, gelecekteki yapılaşma ve kentsel dönüşüm projeleri için güvenilir bir bilimsel temel oluşturulması hedefleniyor.
Titiz Çalışma ve Binlerce Numune Analizi
Bornova ilçesinde gerçekleştirilen mikrobölgeleme çalışmaları, oldukça geniş bir alanı kapsıyor. 7 bin 12 hektarlık devasa bir bölge, uzman ekipler tarafından 1543 küçük parsel (karelaj) halinde titizlikle incelendi. Bu detaylı inceleme sürecinde, 58 adet araştırma çukuru ve 1290 adet sondaj kuyusu açıldı. Yer altının derinliklerine inilerek tam 44 bin 250 metre sondaj yapıldı ve çok sayıda zemin numunesi toplandı. Toplanan bu değerli numunelerin 30 bini, modern laboratuvarlarda jeoloji mühendisleri tarafından detaylı zemin mekaniği ve kaya mekaniği deneylerine tabi tutuldu. Bu analizler sayesinde, Bornova’nın zemin yapısının sağlamlığı, taşıma kapasitesi, sıvılaşma potansiyeli ve diğer mühendislik özellikleri bilimsel verilerle ortaya konuluyor.
Jeoloji Mühendisi Pelin Çal’dan Çalışmalar Hakkında Bilgilendirme
Afet İşleri Dairesi Başkanlığı’nda görevli jeoloji mühendisi Pelin Çal, Bornova’nın zemin yapısını incelemek amacıyla başlatılan kapsamlı çalışmalar hakkında önemli bilgiler verdi. Çal, ekiplerin ilçe alanının yaklaşık yüzde 98’ini titizlikle taradığını belirterek, “Zeminin altından çok sayıda numune aldık. Bu numuneleri kaya ve zemin olarak ayrı ayrı değerlendiriyoruz. Zemin numunelerine laboratuvarda zemin mekaniği deneyleri, kaya numunelerine ise kaya mekaniği deneyleri yapılıyor. Bu detaylı analizler sonucunda zeminin ne kadar sağlam olduğu bilimsel verilerle belirleniyor,” dedi.
“İzmir’in Geleceğine Yön Verecek Hayati Veriler Elde Ediyoruz”
Pelin Çal, mikrobölgeleme etüt çalışmalarının bir alanın afet yapısını ve yerleşime uygunluk durumunu en ince ayrıntısına kadar ortaya koyduğunu vurguladı. “İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak, zemin ve yapı odaklı sürdürdüğümüz afet risk azaltma çalışmaları tamamlandığı zaman, kentsel dirençliliğimizin artması için yapılması gerekenler netlik kazanacak. Mekânsal planlama, kentsel dönüşüm ve iyileştirme gibi İzmir’in geleceğine yön verecek önemli verileri elde edeceğiz. Çalışmalarımızın ardından kentimizin nasıl ve hangi yöne doğru büyüyeceği, hangi alanların riskli olduğu, riskli alanlarda yapılması gereken mühendislik parametrelerinin verilerini de elde edeceğiz. İzmir’i afete karşı güçlü bir şehir haline getirmek, en önemli hedeflerimizden biri,” ifadeleriyle Çal, mikrobölgeleme çalışmalarının İzmir’in gelecekteki kentsel gelişim stratejileri için hayati bir öneme sahip olduğunu ve kenti daha güvenli bir geleceğe taşıma hedeflerine önemli ölçüde katkı sağlayacağını belirtti.
Bornova Havzası Modeli Oluşturuluyor
Bornova ilçesinde jeolojik, jeoteknik ve hidrojeolojik amaçlarla açılan çok sayıda sondaj kuyusundan elde edilen zengin numune arşivi, laboratuvarlarda titizlikle inceleniyor. Bu kapsamlı analizler sayesinde, Bornova Havzası’nı bir bütün olarak ele alan ve bölgenin zayıf ve nitelikli zemin katmanlarını detaylı bir şekilde belirleyecek bilimsel bir model ortaya çıkarılıyor. Elde edilecek bu değerli modelleme verileri, doğrudan yapılaşmayı etkileyecek kritik bilgileri içerecek ve İzmir’de güvenle yaşanabilecek şehirler inşa etmek için sağlam zeminlerin netleştirilmesine olanak tanıyacak. Bu sayede, gelecekteki yapı projelerinde zemin özelliklerine uygun mühendislik çözümleri uygulanarak deprem riskinin en aza indirilmesi hedefleniyor.
Mikrobölgeleme Çalışmaları Karşıyaka’da Devam Edecek
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin deprem riskini azaltma çalışmaları Bornova ile sınırlı kalmayacak. Bornova’daki mikrobölgeleme çalışmalarının tamamlanmasının ardından, benzer kapsamlı çalışmalar Karşıyaka ilçesinde de başlatılacak. Karşıyaka’nın ardından ise sırasıyla Konak, Bayraklı ve Narlıdere ilçelerinde de mikrobölgeleme etütleri gerçekleştirilecek. İzmir’in doğal afetler karşısında daha güvenli ve dirençli bir yapıya kavuşması amacıyla, öncelikli olarak belirlenen 11 merkez ilçede etaplar halinde tüm kenti kapsayan mikrobölgeleme çalışmaları titizlikle tamamlanacak. Bu stratejik yaklaşım, İzmir’in bütününde deprem güvenliğinin sağlanması için uzun vadeli ve kapsamlı bir planın hayata geçirildiğini gösteriyor.
Bina Kimlik Belgesi ile Güvenilir Bilgiye Erişim
İzmir Büyükşehir Belediyesi, yapı stoku çalışmaları kapsamında da önemli adımlar atıyor. Bornova ve Bayraklı ilçelerinde yaklaşık 100 bin binanın detaylı envanteri çıkarıldı. Bu kapsamlı çalışma sayesinde, mevcut yapıların deprem sırasındaki olası davranışları bilimsel yöntemlerle belirlenerek, her bir binaya ait tüm teknik bilgilerin yer aldığı bir “bina kimlik belgesi” oluşturuldu. Bu belgeler, binaların yapısal özellikleri, kullanılan malzemeler, yapım yılı ve geçirdiği tadilatlar gibi kritik bilgileri içeriyor. Yapı envanteri çalışmaları, 2025 yılı içerisinde Karşıyaka ilçesinde bulunan 22 bin 767 konut için de devam edecek. Bu çalışmalar tamamlandığında, İzmir’in yapı stoku hakkında kapsamlı ve güvenilir bir veri tabanı oluşturulmuş olacak, bu da kentsel dönüşüm ve risk yönetimi stratejilerinin daha bilinçli bir şekilde planlanmasına olanak sağlayacak.
Tsunami Tehlike Analizi Modellemesi Tamamlandı
İzmir Büyükşehir Belediyesi, yapı envanteri ve mikrobölgeleme etüt çalışmalarının yanı sıra, İzmir il merkezini referans alan 100 kilometre yarıçaplı alanda yürütülen “İzmir İli Depremsellik Araştırması Projesi”ni de titizlikle sürdürüyor. Denizde ve karada bulunan aktif fay hatlarının detaylı bir şekilde incelendiği bu önemli proje tamamlandığında, İzmir’in gelecekte karşı karşıya kalabileceği depremlerin olası büyüklüğü, bu depremlerin yapıları ne kadar etkileyeceği (deprem ivmesi), depremlerin yüzey faylanması yaratma riskinin olup olmadığı ve kıyı bölgelerinde oluşabilecek olası tsunami senaryolarına ilişkin somut ve bilimsel bilgilere ulaşılmış olacak. Büyükşehir Belediyesi ayrıca, tsunami olaylarına karşı kapsamlı bir tehlike analizi modellemesini de tamamladı. Bu modelleme sayesinde, İzmir’in 600 kilometrelik uzun kıyı şeridi ve kıyıya bitişik tüm ilçeler için olası tsunami baskınlarının etkileri detaylı bir şekilde hesaplandı. Bu çalışmalar, İzmir’in doğal afetlere karşı hazırlıklı olma ve riskleri en aza indirme konusundaki kararlılığını açıkça ortaya koyuyor.
https://merhabaizmir.com/izmirin-gelecegi-saglam-temeller-uzerine-insa-ediliyor/?utm_source=dlvrit